Bazı hassas cilde sahip olan kişilerde PDP maddesinin cilt ile ikinci kez temas ettiğinde alerjinin de başlamış olacağını kaydeden Zilli, “o bölgede kızarıklık, sulanma ve kaşıntı görülebilir. Daha sonra bu bölgelerin enfeksiyon kapma riski de çok yüksektir” dedi.
Saç boyası çeşitlerinin hepsinin alerji yapıp yapmayacağı konusunun kişiden kişiye göre değiştiğini kaydeden Zilli, “Ancak cilt sağlığı ve alerji açısından en riskli olan iki çeşit boya vardır. Bunlar organik ve kalıcı saç boyalarıdır. Organik boyalar genellikle hamilelik dönemlerinde kadınların en çok tercih ettiği boya çeşitlerindendir. Bu boyalar, toz veya sıvı halde kullanılmaktadır. Saçta kalma süresi daha uzun olduğu için yan etkileri ve alerjiye maruz kalma ihtimali daha yüksektir” diye konuştu.
Zili önceliğin insanların kendi doğal saç rengi olduğuna dikkat çekerek, “Vücut ve saç sağlığı için, olası alerji risklerinden korunmak için buna dikkat edilmesi gerekiyor. Öncelikle saçınızı mümkünse doğal renginde kullanmak, hem genel vücut sağlığınız, hem saç derisine boya temas etmeden yapılan teknik balyajdır. Amerika ve Avrupa’da en çok kullanılan saç boyama tekniğidir. Modern çağa uygun bir görünüm için de tercih edilmektedir. Kadınlar saçlarını boyatmadan önce hem sağlıkları hem de en iyi saç bakımı için eğitimli kuaförleri tercih etmelidir. Ayrıca kullandıkları ürünlerin markalarını ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olup olmadığını öğreninmeliler. Belgesi olmayan, merdiven altı kuaförlerde yapılacak saç boyatma işlemleri geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına neden olabilir” dedi.
İzmir Tempo sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.