Premenstrüel sendrom kadınlarda adet döngüsünün yumurtlama fonksiyonundan sonra başlayan, geç luteal faz denilen dönemde memelerde şişkinlik, baş ağrısı, halsizlik ve kilo alımı gibi fiziksel ve depresif duygu durum, irritabilite, gerginlik gibi ruhsal belirtilerle kendini ortaya koyan bir tablodur.
Bu tablo tipik olarak mensturasyonun başlamasıyla ortadan kalkar. Bu sendrom kadın popülasyonun yüzde 80’inde görülmekle beraber yaklaşık yüzde 5’lik dilimde yer alan kadınlarda klinik olarak anlamlı olacak şekilde şiddetli geçmektedir.
Farklı rahatsızlıklarla benzer özellikler gösteren PMS’nin ayırıcı tanısının yapılması gerekiyor. İlaçlı ve ilaçsız tedavi yöntemleri bulunan PMS’nin olumsuz etkileri yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle hafifletilebiliyor.
PMS’İN NEDENLERİ NELERDİR?
PMS nedenlerini bulmaya yönelik çalışmalar bu tablonun altında yatan faktörleri tam olarak ortaya koyamamıştır. Ancak bazı teoriler mevcuttur. Ovülasyonu (Yumurtlamayı) baskılayan bazı hormonların verilmesi halinde PMS belirtilerinde gerileme olmaktadır. Buna göre üreme hormonları PMS’ye neden olabilir ancak bu rolün ne olduğu açıklanamamıştır.
PMS’nin bu hormonlar ile sinirlerde iletimi sağlayan bazı maddelerin ortak hareket etmesi sonucu ortaya çıktığı yönünde güçlü bulgular vardır. En çok suçlanan maddeler GABA ve serotonin adı verilenlerdir. Bazı araştırmacılar ise kalsiyum ve magnezyum dengesindeki bozukluğun PMS tablosuna yol açtığına inanmaktadırlar. Bu iki mineralin vücuttaki dağılımı sinir hücreleri arasındaki iletişimi etkileyerek tabloya neden olabilir.
Bu araştırmacılar PMS’li kadınlarda magneyum eksikliği ya da kalsiyum fazlalığının şikayetleri yarattığını öne sürmektedirler. PMS’yi yaratan bir diğer neden de stress hormonlarıdır. Bu hormonların fazlalığı şikayetlerin daha yoğun yaşanmasına neden olabilir. PMS etiyolojisinde vücutta salgılanan hemen hemen tüm hormon ve maddeler suçlanmaktadır. Ancak kanıtlanmış bir neden bulunamamıştır.
PMS BELİRTİLERİ NELERDİR?
Adet öncesi gerginliğin belirti ve semptomları duygusal ve davranışsal belirtiler ile fiziksel semptomlar olarak iki gruba ayrılabilir.
Duygusal ve davranışsal belirtiler:
-Depresyon
-Halsizlik
-Aşırı uyuma
-Çevreye ilginin azalması
-Duygu durum dalgalanmaları
-Cinsel istek artışı
-Sinirlilik, gerginlik, kaygı ve dikkat azlığı
-İştah değişiklikleri ve yemek istekleri
-Sosyal çekilme
Fiziksel belirtiler:
-Memelerin büyümesi ve hassaslaşması
-Vücutta ödem
-2-3 kiloya kadar kilo alımı baş ağrısı,
-Bulantı –kusma
-Kabızlık, ishal
-İştah artışı
-Aşırı susama
-Ciltte akne görülmesi
-Eklem veya kas ağrısı
-Alkol intoleransı
Bütün bu belirtilerin adet kanamasının başlamasıyla hızlıca geçtiği belirtilmiştir.
PMS TEDAVİSİNDE NELER YAPILABİLİR?
PMS nedeni tam olarak bilinmediği için tedavisi de kesin değildir. Bu konuda çok değişik tedavi yaklaşımları mevcuttur.
Diyet: Azar azar ve sık sık yemek yemenin şikayetleri azalttığı yönünde raporlar vardır. Adet öncesi dönemde taze meyve ve sebze tüketilmesi, kırmızı et ve donmuş yağlardan uzak durulması, içinde katkı maddesi içeren besinlerin tüketilmemesi bazen yararlı olabilmektedir. Aynı şekilde kafein ve alkol tüketiminin azaltılması da faydalı olabilmektedir.
Egzersiz: Yapılan bir çalışmada egzersiz yapmayan kadınlarda PMS’ye daha sık rastlandığı bulunmuştur. Her gün yapılan 30 dakikalık bir yürüyüş yararlı olabilir.
Kalsiyum ve Magnezyum: Günlük 1200 mg kalsiyum alımının 3 ay sonunda şikayetleri yarı yarıya azalttığını bildiren bir çalışma vardır. Bazı kadınlarda ise magnezyum desteğinden fayda sağlanmışıtr. Ancak bu konuda kesin bulgular henüz yoktur.
Vitaminler: A, E ve B6 vitaminlerinin PMS’ye neden olduğu ileri sürülmüş olsa da kesin olarak kanıtlanmış bir bulgu yoktur.
Diğer tedavi seçenekleri arasında seretonin metabolizması ile ilgili ilaçlar, hormon ilaçları, antidepresan ve anksiyete gibi psikiyatrik ilaçlar, idrar söktürücüler, erkeklik hormonları sayılabilir ancak bunlardan hiçbirinin kesinleşmiş faydası yoktur. Diğer nadir tedavi yaklaşımları arasında ise psikoterapi ve akupunktur bulunur.
PMS DAHA ÇOK KİMLERDE GÖRÜLÜR?
PMS tüm dünyada bütün kültürlerde rastlanılan bir durumdur.Yapılan bir çalışmada kadınların %88’inde değişik düzeylerde PMS bulgularına rastlanmıştır. Yaş arttıkça şikayetlerin şiddeti azalmakta ancak çocuk sayısı ile birlikte şiddet artmaktadır. Annesinde PMS olan kadınlarda da şikayetlere daha sık rastlanmaktadır.
PMS bazı hastalıkların da şiddetini arttırabilir. Örneğin migreni olan kadınlarda atakların büyük bir kısmı adet öncesi döneme rastlamaktadır. Yine şeker hastalarında kan şekeri düzeyleri ve insülin ihtiyacı adet öncesi dönemde değişiklikler gösterir. Astım atakları daha sık görülür ve pek çok kronik hastalık alevlenmeler gösterir.
Bu dönemde kişinin çevresi ile olan uyumu bozulur işte veya evde ilişkide bulunduğu kişiler ve çocukları ile arası bozulabilir. Ergenlik dönemindeki genç kızlarda intihara olan eğilim artabilir. Yeme bozukluklarına rastlanabilir.
Premenstrüel sendromunun yaşam tarzı değişiklikleri ile yönetilemediği ve PMS semptomlarının sağlığı ve günlük aktiviteleri etkilemesi durumunda konusunda uzman bir doktora başvurulmalıdır.
PMS DÖNEMİNDE HAMİLE KALINIR MI?PMS ile hamile kalmak arasında ilişki bulunmamaktadır. Düzenli adet gören her kadının döngüsü 4 haftadan oluşur. Döngünün başlangıcı adet kanamasının ilk günü olarak alınır. Yani, döngünün 10 ile 18. günleri yumurtlamanın en sık görüldüğü ve gebe kalmaya en uygun günlerdir. PMS ise yaklaşık olarak 4. haftaya denk gelmektedir. Bu durumda olasılığı kısmen düşük olsa da korunmasız ilişki varlığında gebe kalınabilir. Adet kanaması dahil döngünün her aşamasında gebe kalınması ihtimal dahilindedir.
İzmir Tempo sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.