Son dakika haberi! Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014’te düzenlenen eylemlere ilişkin, aralarında PKK’nın sözde üst düzey yöneticilerinin yanı sıra eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 108 sanığın yargılandığı davada, esas hakkında mütalaa sunuldu.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu sanıklar ile avukatları katıldı.
Mahkeme heyeti başkanı, önceki celse alınan ara karar gereği dava dosyasına gelen evraka karşı sanık ve avukatlarının iki gün boyunca beyanda bulunduklarını hatırlatarak, esas hakkında mütalaasını sunması için savcıya söz vereceğini belirtti.
Bunun üzerine sanık ve avukatları beyanda bulunmaya devam edeceklerini söyleyerek, mütalaanın okunmamasını istedi.
Mahkeme heyeti başkanının mütalaanın okunacağını yinelemesinin ardından sanıklar, slogan atarak duruşma salonunu terk etti. Bazı sanık avukatlarının mahkeme heyetine, “Başka mahkemelerde görüşeceğiz.” dediği duyuldu.
5 BİN SAYFALIK MÜTALAA
Daha sonra Cumhuriyet Savcısı Cemalettin Şimşek, 13 bölümden oluşan 5 bin 268 sayfalık mütalaayı özetleyerek okudu.
Mütalaaya göre, Suriye’deki iç savaşı fırsat bilen terör örgütü DEAŞ’ın, Kobani’ye (Aynularap) saldırması üzerine Ekim 2014’te HDP yönetimi ile terör örgütü PKK elebaşları, sokağa çıkma çağrısında bulundu.
Bunun üzerine aralarında İstanbul, Ankara, Bursa ve Diyarbakır’ın da olduğu 32 il ve 96 ilçede yasa dışı gösteriler başladı.
Terör örgütü PKK’nın gençlik yapılanması, kolluk güçlerinin yanı sıra sivilleri de hedef aldı.
Saldırıların yapıldığı il ve ilçelerde adli süreç devam ederken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da sokaklarda yasa dışı eylem yapan ve çok sayıda kişinin ölümüne neden olan çağrıları yapanlara yönelik soruşturma başlattı.
Bu kapsamda 25 Eylül 2020’de operasyon için talimat verildi ve Ankara merkezli 7 ilde 82 kişi hakkında gözaltı kararı alındı.
Eş zamanlı operasyonda eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, eski HDP milletvekilleri Ayla Akat Ata, Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan, Nazmi Gür, Emine Beyza Üstün ve Emine Ayna’nın da aralarında bulunduğu 20 kişi adreslerinde yakalandı. O tarihte başka dosyadan tutuklu olan Demirtaş ve Yüksekdağ da şüpheliler arasında yer aldı.
Hakkında gözaltı kararı verilenlerden terör örgütü PKK’nın sözde dağ kadrosundan Cemil Bayık, Ali Haydar Kaytan, Rıza Altun, Duran Kalkan, Murat Karayılan, Zübeyir Aydar, Remzi Kartal, Sabri Ok, Salih Müslüm Muhammed ile kadın yapılanmasından Azime Yılmaz ve Hacire Ateş de bulundu.
“HİÇBİR DEVLET İZİN VERMEZ”
Mütalaada bazı sanıkların, olay tarihindeki terör olaylarının başlamasında ve eylemlerin Türkiye geneline yayılmasında doğrudan sorumlu oldukları, söz konusu isimlerin, örgüte müzahir kitlelerin sokağa çıkması için çağrıda bulundukları ifade edildi.
Sanıkların PKK terör örgütü elebaşlarıyla hareket ettikleri, suç işlenmesi için çağrıda bulundukları, ayrıca bir kısım sanıkların doğrudan suça karıştıkları aktarılan mütalaada, bunların devletin birliği, ülkenin bütünlüğüne karşı vahim eylemler olduğuna dikkati çekildi. Mütalaada, “Hiçbir devlet, üniter yapısının başka bir ülke ya da silahlı terör örgütleri tarafından ele geçirilmesine, değiştirilmesine ve bölünmesine asla izin vermez. Her devlet, vatandaşlarını terörden korumak için gereken tedbiri almak ister.” değerlendirmesi yapıldı.
Aylarca süre verilmesine rağmen sanıkların savunma yapmak yerine her seferinde yargılamayı uzatmaya gittikleri aktarılan mütalaada, sanıkların müşterek fail olarak olay tarihinde ülke genelindeki terör eylemlerinden sorumlu tutulması gerektiği ifade edildi.
BİRER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS İSTENDİ
Bu kapsamda sanıklar Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ Şenoğlu, Ahmet Türk, Bircan Yorulmaz, Ali Ürküt, Alp Altınörs, Altan Tan, Ayhan Bilgen, Ayla Akat Ata, Aysel Tuğluk, Ayşe Yağcı, Bircan Yorulmaz, Bülent Barmaksız, Cihan Erdal, Nazmi Gür, Dilek Yağlı, Emine Ayna, Sırrı Süreyya Önder, Gülser Yıldırım, Gültan Kışanak, Günay Kubilay, İsmail Şengül, Zeki Çelik, Pervin Oduncu, Sebahat Tuncel, Zeynep Karaman, İbrahim Binici, Can Memiş, Gülfer Akkaya, Berfin Özgü Köse, Emine Beyza Üstün, Meryem Adıbelli, Sibel Akdeniz, Mesut Bağcık, Nezir Çakan ve Aynur Aşan’ın “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.
Ayrıca sanıklar Demirtaş, Şenoğlu, Türk, Yorulmaz, Ürküt, Altınörs, Tan, Bilgen, Ata, Tuğluk, Yağcı, Yorulmaz, Barmaksız, Erdal, Gür, Yağlı, Ayna, Önder, Yıldırım, Kışanak, Kubilay, Şengül, Çelik, Oduncu, Tuncel ve Karaman’ın, aralarında Yasin Börü’nün de bulunduğu 6 kişinin öldürülmesine ilişkin “nitelikli insan öldürme” suçundan 6’şar kez daha ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması talep edildi.
Aynı suçtan sanık Nezir Çakan ve Sibel Akdeniz’in 4’er kez, Meryem Adıbelli’nin ise 1 kez daha ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesi istendi.
Bununla birlikte söz konusu sanıklar hakkında, mala zarar verme, hürriyeti tahdit, öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama ve hırsızlık, suçlarından ise farklı oranlardan süreli hapis cezası talep edildi.
Aralarında terör örgütü elebaşlarının da bulunduğu 72 sanığın ise dosyasının ayrılması talep edildi.
Mütalaanın okunmasının ardından söz alan bir sanık avukatı, bazı sanıkların sorgularının tamamlanmadan mütalaanın sunulmasını kabul etmediklerini belirtti.
Sanık ve avukatlarının mütalaaya karşı savunma hazırlaması için duruşma ertelendi.
KOBANİ OLAYLARI NEDİR?
2011’de Suriye’de iç savaşın başlaması terör örgütü için fırsat oldu. DAEŞ’in saldırıları sonrası PKK’nın Suriye kolu YPG, Rojava olarak adlandırılan bölgede sözde Afrin, Kobani ve Cezire kantonlarını oluşturdu. DAEŞ’in saldırıları sonrası ortam gerildi. Terör Örgütü DAEŞ’in PKK’ya karşı Kobani içine kadar girmesi sonrası gerilim Türkiye’ye sıçramaya başladı. DAEŞ’in saldırılarını bahane eden HDP, 6 Ekim’de ülke çapında sokak eylemi çağrısı yaptı. O çağrıdan sonra ortalık savaş alanına döndü. Bu çağrı ise sonu ölümlere varacak bir şiddeti doğurdu. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da sokağa çıkan gruplar, önlerine geleni yakıp yıktı. Göstericiler okullara, bankalara zarar verdi. Eylemlerde hem güvenlik güçleriyle göstericiler hem de bazı yerlerde göstericilerle onlara karşı çıkanlar arasında çatışmalar yaşandı.
2 POLİS ŞEHİT OLDU, 35 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
Şiddet olaylarında 2 polis şehit oldu, 35 kişi hayatını kaybetti. 435’i sivil, 326’sı güvenlik görevlisi de 761 kişi yaralandı. Hayatını kaybedenler arasında Diyarbakır’da ihtiyaç sahiplerine Kurban Bayramı’nda et dağıtan 16 yaşındaki Yasin Börü ve üç arkadaşı da vardı. 4 genç bir grubun saldırısına uğradı. DAEŞ üyesi oldukları iddiasıyla binadan atılan gençlerin cenazelerine bile işkence yapıldığı belirlendi.
Olayların ardından bin 600’ü aşkın şüpheli hakkında soruşturma başlatılırken, gözaltına alınan 894 şüpheliden 386’sı tutuklandı. 244’ü hakkında adli kontrol kararı verildi.
Olaylar sırasında 37 “nitelikli adam öldürme”, 29 “adam öldürmeye teşebbüs”, 3 bin 777 “mala zarar verme”, 25 “alıkoyma”, 395 “hırsızlık”, 15 “yağma”, 308 “iş yeri ve konut dokunulmazlığını ihlal”, 13 “Türk bayrağını yakma, 7 “Atatürk’ü Koruma Kanun’una muhalefet” suçu işlendi. Azmettirici olan terör örgütü PKK/KCK’nın elebaşları ile bazı hakkında da soruşturma başlatıldı. Olayların yaşandığı dönemde HDP Eş Genel Başkanları olan Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ tutuklandı.
Kobani bahanesiyle düzenlenen eylemlere ilişkin soruşturma kapsamında, 25 Eylül’de eski HDP milletvekillerinin de bulunduğu 82 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkartıldı. 7 ilde düzenlenen operasyonda 20 şüpheli yakalandı. Aralarında belediye başkanı da olan 17 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İzmir Tempo sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.