Son dakika haberi: Erman Toroğlu’ndan flaş Galatasaray-Beşiktaş maçı yorumu!

ALİ GÜLTİKEN: SAVUNMAK YETMEDİ

İki takıma oranla maç öncesinde yapabilecekleri en net öngörülen taraf Beşiktaş idi. Maç 2-1’e gelene kadar da düşünülen şeyler, tahmin edilen şeyler sahaya yansıdı. Beşiktaş işin savunma tarafını kontrol eden taraf olarak bu bölümde istediklerini yapabildi. İkinci yarı oyunun rengi Galatasaray’ın istediği taraf yönlendi. Bunda Galatasaray’ın oyun içerisinde biraz daha fazla hücumu zorlamasının etkisi büyük. Beşiktaş’ın yalnızca işin savunma tarafında daha yoğun kalmaya çalışması kendisi adına oyunu istediği noktaya bir türlü getirmedi.

Galatasaray 2-1 Beşiktaş MAÇ SONU | Okan Buruk: “Dünyanın en garip fikstürü”

Özellikle İcardi’nin atıtğı gollerdeki becerisi ve vuruş kalitesi oyunun bütün dengesini bozarken Beşiktaş’ı da sarstı… İcardi’nin ilk golüne Beşiktaş Cenk ile aynı güzellikte bir golle çabuk cevap verebildi. Fakat İcardi’nin ikinci golünden sonra Beşiktaş’ın etkinliği tamamen kayboldu ve Galatasaray çok önemli pozisyonlar buldu. İcardi’nin ve Kerem’in direkten dönen toplarının yanında Galatasaray’ın birçok pozisyonu var.

Beşiktaş’ın 2-1’den sonra karşı hamlesi Muleka ve Redmond oldu. Bu oyuncular Beşiktaş’ın yakaladığı duran top pozisyonlarında takıma katkı sağlasa da orta alandan bir oyuncunun eksilmesi doğal olarak oyunu biraz daha Galatasaray’ın kontrolüne bıraktı ve bu da hem pozisyonları hem de oyun üstünlüğünü getirdi. Maçın başında biraz daha soru işaretleri barındıran taraf olarak Galatasaray özellikle oyunun ikinci yarısında bulduğu gol ve pozisyonlarla kendi adına önemli bir dönüş sağladı.

Galatasaray 2-1 Beşiktaş MAÇ SONU | Şenol Güneş: “Golden sonra dağıldık” | Video

Golde vole öncesi bekleyişi ustalığının eseri olduğu kadar, Galatasaray’ın 9 numarasına gol vuruşunda fotoğraf çektiren Beşiktaş savunmasının da zafiyeti. Boy avantajıyla Beşiktaş’ın bir kafa golüne ya da bir kafanın getireceği asistle tabelayı değiştireceği maç öncesinin tahminleri arasındaydı. Cenk’le de golü öyle buldular. Güneş beklerin arka arkaya sakatlıklarıyla krize girerken Buruk 46’da Rosier’in yokluğunda Kerem’i oyuna almalıydı.

Galatasaray, savunmadan çıkarken hâlâ çok sorunlu bir takım ancak hava toplarında Nelsson müthiş performans ortaya koyarken, ön tarafta da Mertens bu forma altındaki en verimli maçını oynadı. Galatasaray, tabelanın fişini çekecek 3. golü bulamayınca elbette ki son dakikalar tansiyon yükseldi. Dünya Kupası öncesi Galatasaray bu derbiyi ve Başakşehir maçını kazanmak zorundaydı. 1 olmadan 2 olmuyor. Güneş ise Dünya Kupası arasını yaz başı hazırlık kampı gibi kullanacak, mutlaka takviye isteyecektir. Derbileri ustalar kazandırır. Mauro İcardi gibi.

N’Koudou’yu çıkararak Sacha Boey’i rahatlattı, maç eksiği olan yorgun Cenk’in sol kanada geçmesi, yine formda olmayan Muleka’nın oyuna girmesi bütün saha içi dengelerini Galatasaray lehine çevirdi. Bundan sonra Galatasaray arka arkaya net pozisyonlar buldu; inanılmaz goller kaçırdı. Tabi fark ikiye çıkmayınca son bölüm Galatasaray için zor geçti. Bu arada sahada maçın genelinde iyi bir futbol sergileyemeyen Beşiktaş ‘Atamayana atarlar örneği’ ile beraberliği bulabilecek iki pozisyon yakaladı. Sonuçta Galatasaray çok önemli bir galibiyet alırken, Beşiktaş puan cetvelinde ciddi irtifa kaybetti.

İcardi yeterli fizik kondisyonuna sahip olmamasına rağmen kalitesiyle iki gol attı; hat-trick’i kaçırdı. Rashica yine çok faydalı oynadı; dengeli ve etkili bir kanat forveti. Sacha Boey, N’Koudou tehlikesinden çıkana kadar hücumda yoktu, sonra gerçek kimliğine büründü. Nelsson bana göre takımın temel direğiydi. Beşiktaş’ta ise Umut Meraş maç eksiğine rağmen sakatlanıp çıkana kadar görevini elinden geldiğince yaptı. Ama orta sahada Salih iyi değildi, Josef de eski Josef değil. Uzun süredir oynamayan Mert Günok başarılı bir performans çizdi.

1-1’lik skor G.Saray’ı oyun olarak frenledi ancak ikinci yarıda Rashica diye roket gibi bir oyuncu sahne aldı. Beşiktaş’ın sol tarafını sağdan attığı deparlar, yaptığı çalımlarla felç etti. O Rashica G.Saray’ı hücuma taşıyan adam oldu, arkadaşlarının da Beşiktaş kalesinde çoğalmasını sağladı. Hatta Rashica savunmaya kadar geldi, top çıkardı. 1. dakikadan 90. dakikaya kadar aynı tempoyla, çalışkanlıkla ve aynı kazanma hırsıyla oynadı. Boey, ilk yarıda sanki kötü oynadı ama ikinci yarıda Rashica’dan sonra G.Saray’ın en iyisiydi.

İcardi, iki gole imza atarken arkadaşlarına şu mesajı verdi; “Beni artık tanıdınız, ben pozisyonlara hazırım. Yeter ki havadan ve yerden bana gollük pasları atın. Ben de servislerinizi asla geri çevirmem.” G.Saray’ın ikinci yarıdaki müthiş oyunu karşısında Beşiktaş, gerçekten çaresiz kaldı. Aslan belki iki tane attı ama İcardi ve Kerem’in şutlarında gole direkler izin vermedi. Okan hoca oyunun gidişatına göre doğru zamanda, doğru hamleler yaptı. Kerem, Dubois ve Berkan’ın girişleri G.Saray, orta sahasına dinamizm ve hücumlarına hız getirdi. Bu galibiyet, Buruk’un stresini alacaktır ve baskıları da geri çekecektir.

Dele Alli’yi oynatmayıp solda N’Koudou ile başlayan Şenol Güneş’in başlangıç baskısından gol devşirme planı tutmadı. Boey’in atletik duruşu, N’Koudou’nun akan oyunda serseri roket gibi savrulmasına neden oldu. Güneş’in 63’te N’Koudou ve Salih’i çıkarıp Muleka ve Redmond hamlesine Okan Buruk Kerem’i oyuna alarak cevap verdi. Barış’ın yerine oyuna giren Kerem’in biri direkten dönen atak denemeleriyle sakatlanıp çıkan Rosier’in yokluğunda önce Tayfur sonra da sağda oynamak zorunda kalan Necip’in çok zorladığının altını ve Şenol Güneş’in derbiyi kaybetmesinde beklerin verimsizliğinin katkısının olduğunun altını çizelim.

Abdülkerim’in her atakta Beşiktaş ceza alanında olma isteği gözlerden kaçmayan bir ayrıntıydı. Tahkim Kurulu’nun 2 maçlık kırmızı kart cezasını gerekçesiz ve anlamsız 1’e indirmesin karşılığını vermek ister gibiydi. Gol atmak için çok gayret etti ama sonuç alamadı. Buna karşın İcardi’nin ikinci golünde Saiss’in yıldız golcüyü kaçırarak net pozisyon alma hatası yaptığının belirtelim. Hakem Halil Umut Meler’in öne çıkardığı maçta daha çok isteyen ve daha az hata yapan Galatasaray İcardi farkıyla kazandı.

Bu golden sonra aslında Beşiktaş’ın golü de Galatasaray’ın golüne benzer nitelikteydi. Bu sefer Beşiktaş soldan ortaladı, Saiss kafayla Cenk’e indirdi, o da uçan voleyle 3 rakibinin arasından golü yaptı. İlk yarıya baktığımızda tempo var ama organizasyon yok, oyun planı yok ve en önemlisi çok fazla top kaybı var. İkinci yarıda Galatasaray tarihi farkı kaçırdı. Kerem ve İcardi’nin direkten dönen topları, karşı karşıya kaçan pozisyonlar, bunlardan bazıları gol olsa Beşiktaş dün gece çok ağır bir farklı yenilgi alabilirdi. Ama ikinci yarı Beşiktaş’ı tanıyamadık. Bir Anadolu takımından çok daha etkisiz oynadılar.

Sonuçta Galatasaray yıldız kalitesi ve coşkusuyla maçı aldı. Çok mu iyi oynadılar? Hayır ama mükemmel goller atıp çok fazla pozisyona girdiler. Beşiktaş için ise söyleyebileceğimiz tek bir olumlu söz maalesef ki yok. Hakem Halil Umut Meler, bazı sarı kart yanlışları yapmasına rağmen örneğin Weghorst’a vermesi gereken sarı kartı vermemesine karşın oyun genelinde iyi yönettiğini söyleyebilirim. Bu tür maçları yönetmek çok ama çok zordur. Bir iki faul ya da kart hatasıyla hakem eleştirilemez. Biz de eleştirmiyoruz ve oldukça iyi bir maç yönetti diyoruz.

Bu maçı yazarken dakika 90, Galatasaray 2-1 önde. Galatasaray’da kaliteli oyuncular fazla; onlar sahneye çıkınca olay daha farklı oynuyor. Ama Beşiktaş da öyle değil. Ghezzal’ın olmaması büyük kayıp. Çok şeye tesir ediyor. Yalnız, Beşiktaş’ta ayrıca şöyle bir olay oldu, teknik direktör Şenol Güneş geldikten sonra Cenk Tosun’un yeri garanti oldu. Bu da normal; zaten Güneş’in Beşiktaş’a gelmesinde büyük rolü vardı. O gelince Şenol ileri ortayı Cenk’e teslim etti ve Weghorst sola doğru gitti ama bu oyuncu oraya alışkın değil. Nitekim hiçbir varlık gösteremedi.

Çünkü iyi topları alamadı. Beşiktaş birini kazanayım derken diğerini kaybetme yolunda. Şenol hoca oyuncu değişikliklerinde yanlış yaptı. Sahada yürüyenler vardı, onları çıkarmadı; koşanları çıkardı. Okan hoca ise daha doğru işler yaptı ama Galatasaray maçı bir türlü koparamadığı için çok gerildiler. Galatasaray derbiyi daha farklı kazanacakken ligdeki puanlama yüzünden inanılmaz gerildiler. Çünkü bu maç 3 puanlık maç değildi, 6 puanlık maçtı. Hakem Halil Umut Meler dün Nef Stadı’nda az hatayla derbiyi yönetti. Zaten şu anda başka bir isim de böyle bir karşılaşmayı kaldıramazdı.